Übersetzungen für „hayatın“ im Deutsch » Türkisch-Wörterbuch

das halbe Leben

hayatın yarısı

Lebenslauf

hayatın gidişi

Lebensende

hayatın sonu

das tägliche Einerlei

gündelik hayatın tekdüzeliği

Lebensabschnitt

hayatın bölümü/çağı

das Auf und Ab des Lebens

hayatın çıkışları-inişleri

lebenslustig sein

hayatın tadını çıkarmak

Einsprachige Beispiele (nicht von der PONS Redaktion geprüft)

Türkisch

O, perişan halde olanı, ahlâksızı ve hayatın bayağı yanını gören, ancak yine de kendi "lekesiz idealizm"ini koruyan adamdır.

tr.wikipedia.org

Geleneksel etik, bakımı ve özel hayatın ahlaki sorunlarını ve ailenin sorumluluklarını önemsiz konular olarak görüyor.

tr.wikipedia.org

Vaftiz töreni suyun hayatın kaynağı olduğu ve dolayısıyla yeniden doğma ve ölümsüzlüğün kaynağı olduğu inancından doğmuştur.

tr.wikipedia.org

Konusu biraz sade ve iddiasız olsa da, hayatın ne kadar harika olduğunu gösterdi, umut verir ve nahoş şeylere iyimser bir şekilde bakmaya çalışır.

tr.wikipedia.org

Ama bunların hiçbiri süper kahraman değildir, bilakis hayatın olağan akışına uyum sağlamış, sıradan insanlardır.

tr.wikipedia.org

Ebedî yaşayış ve hayatın dönüşümlülügünü vurgulayan mitolojik inançta o, hayat verici güç ve ölümsüzlüğün en üst iradesi olarak ortaya çıkar.

tr.wikipedia.org

Bu yeni şehirde, hayatın her açısı rasyonalize edilecek ve her yapı büyük bir enerji santrali gibi merkezsel bir öğe etrafında toplanacaktı.

tr.wikipedia.org

Hemen bir daire kiralar ve günlük hayatın içine girer, caddelerde gezer, insanlarla konuşur, fotoğraflar çeker.

tr.wikipedia.org

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayatın her alanında sağlandığı, kadınların güçlendiği, herkes için adil bir dünyaya kavuşmak amacıyla değişim yaratmak.

tr.wikipedia.org

Tüm aile çok kısa süre içinde büyük şehirdeki hayatın da terkettikleri taşradan çok farklı olmadığını anlayacaktır.

tr.wikipedia.org