Übersetzungen für „dökmeyen“ im Deutsch » Türkisch-Wörterbuch

immergrün

yaprağını dökmeyen

Einsprachige Beispiele (nicht von der PONS Redaktion geprüft)

Türkisch

Kışın yapraklarını dökmeyen andızın «andız giliği» denilen meyvelerinden «andız pekmezi», odunundan «andız katranı», kozalaklarından da «andız tespihi» yapılır.

tr.wikipedia.org

Karaçam genellikle 30 m'ye ulaşan büyük, yaprak dökmeyen bir kozalaklı ağaçtır, ancak istisnai olarak 40 m'ye kadar yüksekliklere ulaşabilir.

tr.wikipedia.org

Genellikle büyük etli soğanları ve genellikle yaprak dökmeyen uzun geniş yaprakları ve büyük kırmızı veya mor çiçekleri vardır.

tr.wikipedia.org

Turunç 2,5–5 m boyunda, tacı oldukça çok çatallaşır, dikenli ve yapraklarını dökmeyen bir bitkidir.

tr.wikipedia.org

Bunlar tarla sınırlarında kışın yaprağını dökmeyen bodur ağaç, çalılıklar şeklinde gözlenir.

tr.wikipedia.org

Kermes meşesi'nin yaprak dökmeyen yaprakları dikdörtgendir; baz kordattan yuvarlağa; kösele; keskin dişli.

tr.wikipedia.org

Her dem yeşil ya da yaprak dökmeyen, botanikte yaprakları yılın her dönemi yeşil kalan ve dökülmeyen bitkileri tarif eden bir sıfattır.

tr.wikipedia.org

Bu bölgede meşe, kayın, ıhlamur, karaağaç, dişbudak ve gürgen gibi yaprakdöken ağaçların yanı sıra az sayıda yaprak dökmeyen ağaç türü de yetişir.

tr.wikipedia.org

Yaprak dökmeyen bir ağaçtır, yaprakları en fazla 7 santimetre uzunluğundadır, uygun suda ve orta-tam güneş arasında gerektirir.

tr.wikipedia.org

Bodur, yaprağını dökmeyen meşe, yabani sakız, funda, defne, ladin, kocayemiş, katır tırnağı, ateş dikeni, erguvan, çeti vb.

tr.wikipedia.org