Übersetzungen für „yapacak“ im Deutsch » Türkisch-Wörterbuch

jemanden dazu befähigen, etwas zu tun

biri(si)ni bir şey yapacak hale getirmek

mir bleibt nichts anderes übrig

yapacak başka hiç bir şeyim kalmadı

Einsprachige Beispiele (nicht von der PONS Redaktion geprüft)

Türkisch

Tanımı yapacak bir doctor universalis (evrensel bilgin) bulmak mümkün değildir ya da bekleyeceğimiz ani bilgisizlikten, ani bilgili bir duruma geçme, ani bir kavrayış (anagnoresis) mümkün gözükmemektedir.

tr.wikipedia.org

DR, yarışmaya ev sahipliği yapacak mekanın iç yüksekliğinin en az 16 metre olması ve binanın içinde hiçbir taşıyıcı kolon olmamasını şart koşmuştu.

tr.wikipedia.org

Nathan gençken, televizyondaki monologlardan alıntı yapacak ve ailesi ve arkadaşları için oynayacaktı.

tr.wikipedia.org

Taraf tutmayıp hiçbir tarafın fanatiklerinin tutuklanmamasına emir vermedi ve 648'de bir bildiri ilan ederek İsa'nın tabiatı hakkında açıktan propaganda yapacak konuşma ve münakaşaları yasakladı.

tr.wikipedia.org

Mat, satrançta taraflardan birinin şahı tehdit altında iken yapacak hiçbir hamlesi olmaması durumudur.

tr.wikipedia.org

Anadolu'yla ticaret yapacak tüccarlar, kayıt yaptırıp ticari organizasyona katılır, belirlenen ödenekleri ve vergileri öderlerdi.

tr.wikipedia.org

Bazıları bir çeşme suyu kadar, bazıları tek kaynaktan bir dere oluşturacak kadar güçlü, bazıları da yamaçta bir nemlilik, ıslaklık yapacak derecede süzülerek çıkarlar.

tr.wikipedia.org

Gunnerların görevi ise punt oyunu sırasında çizgiye dağılmak ve boş alan bularak puntın geri dönüşünü yapacak oyuncuyu düşürerek ilerlemesini engellemektir.

tr.wikipedia.org

Güney yarımküredeki bulutlar daha siliktir ve daha az sıklıkla oluşurlar, ayrıca güney yarım kürede daha az insan yaşadığı için gözlem yapacak çok fazla insan yoktur.

tr.wikipedia.org

Yani sadece bu frekansta ışınım yapacak (monokromatik) bir ışık kaynağının ışık verimi maksimumdur.

tr.wikipedia.org